Selamlar. (okumayı seven herkese)
Tüm blog yazılarımın başında böyle bir giriş var. Neden mi? Okumayı seven insan en geniş öğrenme aracı olan okumaya tutkun demektir. En geniş öğrenme aracına tutkun olan bilgi konusunda hep bir adım ileridedir. "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" ayet mealine uygun olarak; ilgi, alaka, muhabbet ve selam Okuyana, Okumayı Sevene yani Bilen kişiye olmalıdır.
Ben Abdullah KILIÇ;
1974 yılında, Erzincan İli Tercan ilçesinde doğmuşum. İlkokul hayatımın beş yılını 3 değişik okulda okudum. Babamın tayinleri nedeniyle sürekli gezintili bir hayatım oldu. Her yeni yere taşındığımızda hissettiğim korku ve o yerden ayrıldığımızda hissettiğim üzüntü arasında geçti hayatım. Bu yüzden yuvarlanan taş yosun tutmaz atasözünün doğruluğunu teyit edenlerdenim. Bunu, yosuna duyduğum özlemden değil, taşa acıdığım için belirttim.
Ortaokul hayatım Sivas'ta geçti, Lise hayatımda öyle. Burdur Meslek Yüksekokulu muhasebe bölümünü kazandım. O günü hiç unutmuyorum. Akrabalar üniversiteyi kazandım diye tebrik etmeye gelmişler, salondayız. Herkesin ilgisi bende. Ben ise tedirginim. Tedirginliğimi anlayanlardan biri beni sorgular gibiydi:
- Hayırlı olsun üniversiteyi kazanmışsın dedi.
-Ee evet diyebildim. Bir yandan neden bu soruyu sordu ki diye kızıyordum. O ise merakını giderememişlikle yeniden sordu.
-Kaç yıllık üniversite dedi.
-Belli belirsiz bir ses tonuyla 2 diyebildim.
-O da "Canın Sağ Olsun" dedi. ne kadar acınası bir "canın sağ olsun" du bu. 2 yıllık olduğunu duyan heresin sevinci bir yerlere kaçıyordu sanki. Hep aynı cümle "Canın Sağ Olsun".
O gün 4 yıllık okumaya karar verdim. Kararımı uygulamam Yüksekokuldan sonra 4 yılı aldı. Aslında Açık öğretimin 3. sınıfından kayıt yaptırmıştım. 2 yıl daha okuyacak ve 4 yıla tamamlayacaktım ama içimdeki 4 yıllık fakülte hevesi peşimi bırakmamış olacak ki Açık öğretimin son iki yılını da 4 yılda bitirdim. şimdi mezunum:))
Şu an kamuda çalışıyorum. Kamu personeli olmadan önceki işim olan ev dekorasyonu tecrübelerimi okumayı sevenlerle paylaşmak istedim. Amacım insanların maddi kaybını önlemek. Çünkü parke yaptıracak bir ailenin ev için hangi parkeyi alması gerektiğini bilmesi gerekirken, evine alçı sıva yaptıracak bir ailenin de, evin tavanına alçı sıva yaptırmaması gerektiğini bilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü bu tür işçiliklerin geri dönüşü zordur ve pahalıdır. Önceden bilinmesi insanlara fayda sağlar kanısındayım. Blog yazma nedenim bunlar.
Son olarak; İnsanın üç değişik şekilde bilgiye ulaşabileceğini düşünüyorum. Yaşayarak, duyarak yada okuyarak öğrenebilir insanoğlu. Bunlardan okuyarak öğrenmek en geniş öğrenme şeklidir. Yaşayarak öğrenme en dar olanı fakat en gerçekçi olanıdır. Duyarak öğrenme ise ispata muhtaçtır. Demek ki; yaşayarak her şeyi öğrenemeyiz. Sadece bir ömürlük bilgiye ulaşabiliriz. Bir insan aynı anda kaç yerde olabilir ki. Duyarak öğrendiklerimiz ise gerçekçi olmayabilir. Oysaki okuyarak öğrenme hem daha geniş bilgiye ulaşılmasını sağlar, hem de geçmişi, bu anı öğretir. Hatta gelecekten sinyaller bile sunar. Okumak bu yüzden değerlidir. Onun içindir ki;
Selamlar. (okumayı seven herkese)
0 yorum:
Yorum Gönder